18 Temmuz 2007 Çarşamba

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Ünlü webmaster forumu www.r10.net 2007 yılının en iyi SEO cularını belirlemek amacıyla bir yarışma düzenlemiş. Amacımız Google de ” www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması ” cümlesi ile yapılan aramada en üstte olmak. Gerçekten çok güzel ödüller dağıtılıyor, ödüllere değinmek gerekirse.

Birinciye : http://www.trp.com.tr/ , http://www.haberodasi.com/ , http://www.tumlab.com/ internet sitelerinden toplam 2500 $ nakit para ödülü;

İkinciye : http://www.sondakikaci.com/ internet sitesinden HP NX 7300 Laptop ve http://www.ringofon.com/ internet sitesinden nakit 500 $ nakit para ödülü;

Üçüncüye : http://www.adayimtv.com/ internet sitesinden bir adet Sony Playstation 3

Bunun yanında ilk üç e giren yarışmacılara http://www.haberodasi.com/ a ait 400 sitede 32 radyo kanalında, 16 tv kanalında 1 ay boyunca ücretsiz reklam verme imkanı, http://www.neyinpesindesin.com/ internet adresinden 6 ay lık özel üyelik, http://www.r10.net/ adresinden 1 aylık text reklam verebilme imkanı sunuyor.

Görüldüğü üzere gerçekten birbirinden değerli hediyeler bizleri bekliyor çok sıkı ve heyecanlı bir yarışma olacağı kesin içimden kazanmak geçiyor tabiki ama heycanını tadmak ayrı bir duygu olsa gerek.

http://www.r10.net sitesinde bile bu cümle seçildiğine göre bu küresel ısınma artık bizi tehdit ettiği umarım herkes tarafından algılanmıştır. Her gün hem yarışma adına hemde bilgilendirme adına küresel ısınma ile ilgili çeşitli yazılar yazmaya çalışacağım umarım hepimiz için hayırlı olur.

12 Temmuz 2007 Perşembe

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

bence bu cümle cok uzun www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

10 Temmuz 2007 Salı

Directory
Arakne-Links Directory
Link Directory dART Design
SARGET.NET



Güzel Sözler
Site Ekle


www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Asya ülkelerine ‘felaket’ uyarısı

10 Temmuz 2007

Dünya Sağlık Örgütü, Asya ülkelerinin, küresel ısınmanın neden olacağı iklim değişikliğinin yaratacağı felaketlere karşı önlem alması gerektiği uyarısında bulundu.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Örgütün Bölgesel Yöneticisi Shigeru Omi, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Çevreyle ilgili konularda önlem almak için krizin çıkmasını beklerseniz, çok geç kalmış olursunuz” dedi.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Herkesin önceliğinin ekonomik kalkınma olduğunu, ancak ekonomi ve doğanın korunması arasındaki dengenin sağlanması gerektiğini belirten Omi, “Eğer şimdi harekete geçmezsek, çok ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacağız” dedi.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Dünya Sağlık Örgütü’nün, üye ülkeleri SARS ve kuş gribi gibi hastalıklarla mücadele için gerekli tedbirleri alma konusunda başarılı bir şekilde bilgilendirdiğini kaydeden Omi, benzer önlemlerin ‘çevre felaketleri’ için de alınması gerektiğini söyledi.

Omi, “Çevre için gerekeni yapmazsak, yıkım kaçınılmaz olacak” dedi.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Yükselen sıcaklıkların ’sıtma’ gibi bazı hastalıkların yayılma sebeplerinden olduğunu belirten Omi, bu hastalığın daha önce görülmediği ya da çok uzun zaman önce etkilediği bölgelerde yeniden ortaya çıktığını ve tekrarladığını kaydetti.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Omi, ekonomik gelişmenin herkesin ana meselesi olduğunu tekrarlayarak, “Eğer ekonomik çıkara odaklanmaya devam ederseniz, bütün dünya bunun bedelini ödeyecek” dedi.
www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

BİLİM TEKNOLOJİ/ KÜRESEL ISINMA

10 Temmuz 2007

Kanada’nın kuzeyinde, Arktika tundrasındaki binlerce yıllık gölcükler 25 yıldan kısa bir süre içinde iklim değişikliği yüzünden kısmen kurudu, bazıları da yok oldu

Kanadalı araştırmacıların yaptığı bir araştırmaya göre veriler, yukarı Arktika bölgesindeki tundrada bulunan ve bölgedeki birçok ortak yaşam alanını oluşturan gölcüklerin ekosistemlerinin iklim değişikliği yüzünden kuruduğunu gösteriyor.

Biyologlar, 80′li yılların başından 2006′ya kadar, 80′inci paralel yakınlarındaki Ellesmere adasının doğu bölümündeki gölcüklerden veriler topladı.

Araştırma, 6 bin yıllık gölcüklerde bu tarzda sistemli bir şekilde yapılan en uzun süreli bilgi toplama operasyonu oldu.

Araştırmacılar, Ağustos 2005′te aynı adadan Manhattan adası büyüklüğünde dev bir buz tabakasının koptuğunu kaydetti

Küresel Isınma Türkiye www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

10 Temmuz 2007

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE TÜRKİYE

Dr. Mustafa ŞAHİN

Çevre ve Orman Bakanlığı

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü

Dünyamızı tehdit eden en büyük çevre sorunlarından birisi olarak adlandırılan küresel ısınma ve iklim değişikliği olgusu, en başta fosil yakıt kullanımı, sanayileşme, enerji üretimi, ormansızlaşma ve diğer insan etkinlikleri sonucunda ortaya çıkmış, ekonomik büyüme ve nüfus artışı bu süreci daha da hızlandırmıştır. İnsanlar fert ve toplu olarak daha hareketli ve gelişmiş yaşam tarzlarını artırmayı tercih ettiği sürece, atmosferde ısıyı tutan gazların miktarının artışına neden olmuş ve bu gazların artışıyla birlikte, insanoğlu doğal sera etkisinin ısınma kapasitesini arttırmıştır. Bu durum, şehirleşmenin de katkısıyla, dünyanın yüzey sıcaklıklarının artmasına neden olmuştur.Küresel yüzey sıcaklıklarında 19. yüzyılın sonlarında başlayan ısınma, son yıllarda daha da belirginleşerek, hemen her yıl bir önceki yıla göre daha sıcak olmak üzere, küresel sıcaklık rekorları kırılmış ve ortalama hava sıcaklıkları geçen yüzyılda 0.4 ile 0.8 c° arasında (0.6 ± 0.2 c°) artmıştır. Küresel iklimdeki gözlenen ısınmanın yanı sıra, en gelişmiş iklim modelleri, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 dönemi için 1.4 C° ile 5.8 C° arasında bir artış olacağını öngörmektedir. Küresel sıcaklıklardaki artışlara bağlı olarak da, hidrolojik döngünün değişmesi, enerji temin güvenliği ve su kaynaklarının hacminde ve kalitesinde azalma , kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün alansal daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı ekosistemlerinin olumsuz etkilenmesi, kuraklık ve sele maruz kalan bölgelerde tarım ve mera bölgelerinde azalma, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi ve yüksek sıcaklıklara bağlı salgın hastalıkların ve zararlıların artması gibi, dünya ölçeğinde sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyecek önemli değişikliklerin olabileceği beklenmektedir. Diğer taraftan, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin etkileri yalnız küresel olmadığı gibi, bölgesel ve zamansal farklılıklar da oluşturabilmektedir: Örneğin, dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınlar gibi şiddetli hava olaylarının şiddetlerinde ve sıklıklarında artışlar olurken, bazı bölgelerinde uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar ve bunlarla ilişkili çölleşme olayları daha fazla etkili olabilmektedir. bu tip bir iklim değişikliği, öngörülemeyen veya tahmin edilemeyen çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçlar oluşturabilir. Gelişmekte olan ülkeler ve bu ülkelerde yaşayan en yoksul kesimler, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine en çok maruz kalacaklar arasında yer almaktadır. Bu ülkeler, aynı zamanda büyüme ve kalkınma ihtiyaçları için daha fazla enerji hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır.Küresel ısınmanın, özellikle yüksek yaz sıcaklıkları, orman yangınları, yağışların ve su kaynaklarının azalması, deniz seviyesi yükselmesi, kuraklık ve çölleşme, zararlıların ve salgın hastalıkların artması gibi öngörülen olumsuz yönlerinden, bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’nin de etkilenmemesi kaçınılmazdır.

Küresel sorunların çözümü küresel işbirliğini gerektirmektedir. Küresel ısınmanın muhtemel sonuçlarının, giderek çevre alanındaki en temel sorunu oluşturmaya başlaması karşısında, 1992 yılında rio çevre ve kalkınma konferansı’nda kabul edilen ve 50 ülkenin onaylamasını müteakip 21 mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren “iklim değişikliği çerçeve sözleşmesi” teşkil edilmiştir.

Sözleşmenin amacı, atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı konsantrasyonunun iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve belli bir düzeyde tutulmasını sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için gelişmiş ülkeler 2000 yılındaki sera gazı emisyonlarını 1990 yılı seviyesine indirmek ve gelişme yolundaki ülkelere teknolojik ve mali kaynak sağlamakla yükümlüdürler.

Sözleşmenin temel ilkeleri ise;

•İklim sisteminin eşitlik temelinde, ortak fakat farklı sorumluluk alanına uygun olarak korunması,

•İklim değişikliğinden etkilenecek olan gelişme yolundaki ülkelerin ihtiyaç ve özel koşullarının dikkate alınması,•İklim değişikliğinin önlenmesi için alınacak tedbirlerin etkin ve en az maliyetle yapılması,•Sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve alınacak politika ve önlemlerin ulusal kalkınma programlarına entegre edilmesi,•Alınan karşı önlemlerin keyfi, haksız, ayırımcı veya uluslararası ticarete gizli bir kısıtlama oluşturmayacak nitelikte olması,

Sözleşme iki ek liste içermektedir. Teknoloji transferi ve mali yükümlülükleri yerine getirecek ülkeleri içeren Ek-II listesi, 1992 yılında OECD’ye üye olan ülkeler ile AB’den oluşmaktadır. Bunlar;

Almanya, Fransa, İsviçre, Norveç, Avustralya, Hollanda, İtalya, Portekiz, Avusturya, İngiltere, İzlanda, Türkiye, Belçika, İrlanda, Japonya, Yeni Zelanda, Danimarka, İspanya, Kanada ve Yunanistan. Ek-I listesi ise Ek-II listelerine ilave olarak Pazar Ekonomisine Geçiş Sürecindeki Ülkelerden (Rusya Federasyonu, Hırvatistan, Slovakya, Litvanya, Ukrayna, Macaristan, Letonya, Polonya, Slovenya, Romanya, Bulgaristan, Belarus, Çek Cumhuriyeti, Estonya) oluşmaktadır. Sözleşmede, ekonomileri geçiş sürecinde olan bu ülkelere sera gazı emisyonlarında farklı baz yıl seçme ayrıcalığı tanınmıştır.

Türkiye, OECD üyesi olması sebebiyle başlangıçta sözleşmenin Ek-I ve Ek-II listesinde, gelişmiş ülkeler arasında değerlendirilirken; bu duruma kendi gelişmişlik düzeyini koşul olarak göstererek itiraz etmiştir. Çünkü, Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye enerji üretimi ve tüketimi bakımından diğer OECD ülkelerinin gerisindedir; ayrıca sosyo-ekonomik kalkınma düzeyi diğer Ek-II ülkelerinden daha düşüktür. Bu nedenle sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirirken bu hususların da gözönünde bulundurulması gerekir.

Bu gerekçelerle Türkiye, sözleşmede ifade edilen “ortak fakat farklı sorumluluk” yaklaşımına dayanarak, kendisine daha uygun bir konumun sağlanması çerçevesinde eklerden çıkma yönünde çalışmalarını 1995 yılında Berlin’de yapılan ilk Taraflar Konferansından itibaren aralıksız sürdürmüş ver

2001 yılında Marakeşte gerçekleştirilen 7.taraflar konferansında, Sözleşmenin Ek-II listesinde çıkarılmış ve taraflar Türkiye’nin Ek-I listesinde yer alan diğer taraflardan farklı bir konumda bulunmasını sağlayacak özgün koşullarını dikkate almaya davet edilmiştir.

Gelinen bu durumdan sonra, Türkiye, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında ve sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, bir yandan kalkınma hedeflerini gerçekleştirirken, diğer yandan iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik olarak yürütülen bu küresel ortak eylemde yerini almak için sözleşmeye 24 mayıs 2004 tarihi itibariyle 189. taraf olarak katılmıştır. Bu katılımla, çevre yönetimi ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının diğer sektörel kalkınma uygulamalarına entegrasyonunu güçlendirecek bir imkan sağlayacaktır. Ayrıca, hem küresel çevrenin korunması alanındaki uluslar arası çabalara etkin bir şekilde katılmasına imkan tanıyacak hem de Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde halen yürütülmekte olan çalışmalara çok ciddi bir katkı sağlayacaktır.

Bakanlığımız, Sözleşmeye taraf olmadan önce sözleşme çerçevesinde bazı çalışmalar yapmıştır:

- COP3 (KYOTO): “Türkiye ve Sera Gazı Emisyonları” isimli döküman (FCCC/CP/ 1997/ MISC.3) yayınlandı,- COP 4 (BUENOS-AİRES-1998): “İklim Değişikliği Ulusal Raporu” dağıtıldı,- COP 6 (LAHEY-2000): “Türkiye’de Enerji Gelişiminin Temel Durum Analizi ve CO2 Emisyonları” isimli sunuş yapıldı,- Kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla 1999 yılında Ankara’da, 2000 yılında ise İstanbul’da seminer düzenlendi, -DPT tarafından 8.Beş Yıllık kalkınma Planı çerçevesinde hazırlanan İklim Değişikliği Özel İhtisas Komisyon Raporu (2000). Bu raporun önemli tarafı, ülkenin makro düzeyde beş yıllık kalkınma programı oluşturulurken sektörel kalkınma politikalarına çevre boyutununda dikkate alınmasının bir göstergesidir. - 2001 yılında Başbakanlık Genelgesi ile İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu (İDKK) oluşturuldu, Kurul gelinen son gelişmeler de dikkate alınarak

yeniden düzenlenerek Başbakanlık Genelgesi olarak Şubat 2004 tarihinde yeniden yayımlandı. Bu kurul, Bakanımızın başkanlığında, iklim değişikliği konusunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının müsteşarlarından oluşmaktadır.

- Türkiye’nin Ulusal Bildirimini hazırlaması ve yol haritasının belirlenmesi amacıyla

8 adet çalışma grupları oluşturuldu ve grup koordinatörleri belirlendi ve gruplar çalışmalarına başladı.

Çalışma grupları;

1- İklim Değişikliğinin Etkilerinin Araştırılması,

2- Sera Gazları Emisyon Envanteri,

3- Sanayi, Konut, Atık Yönetimi ve Hizmet Sektörlerinde Sera Gazı Azaltımı,

4- Enerji Sektöründe Sera Gazı Azaltımı,

5- Ulaştırma Sektöründe Sera Gazı Azaltımı,

6- Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık,

7- Politika ve Strateji Belirleme

8- Eğitim ve Kamuoyunu Bilinçlendirme

- Koordinasyon kurulunda yer alan kurum ve kuruluşların en yüksek temsilcileri ile toplantılar yapıldı.

Türkiye’nin Marakaşte alınan alınan karar çerçevesinde özel şartlarını belirlerken aşağıdaki verilerin ve karşılaştırmaların gözönünde bulundurulmasında fayda görülmektedir.

Türkiye’nin küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit ( CO2 ) emisyonu üretme bakımından kişi başına düşen sorumluluğu diğer OECD ve Avrupa Birliği ülkelerine göre daha azdır. Türkiye’nin iklim değişikliği ile ilgili seçilmiş göstergelerine bakıldığında;

Göstergeler Türkiye OECD Dünya
Kişi başı enerji temini(Toe/kişi-yıl) 1,2 4,74 1,68
Kişi başı elektrik tüketimi 1,817 8,089 2,343
Yakıt tüketiminden kaynaklı toplam CO2 Emisyonları (Mt CO2/yıl 204 12,450 23,395
Yakıt tüketiminden kaynaklı kişi başı CO2 emisyonları (Mt CO2/kişi-yıl 3,0 11,1 3,9

1-Türkiye’nin sanayileşmesini sürdüren gelişmekte olan bir ülke olması ve nüfusun hızlı artışı nedeniyle, elektrik enerjisi talebi de önemli ölçüde artmaktadır. Buna koşut olarak, 1990’da 16.317,6 megawatt (MW) olan kurulu güç, ek elektrik üretim tesislerinin kurulmasıyla, % 67 artarak 2000’de 27.264,1 MW’a ulaşmıştır. Bununla uyumlu olarak, 1990’da 57.543 gigawatt-saat (GW-sa) olan elektrik enerjisi üretimi, % 117’lik artışla 2000’de 124.921,6 GW-sa olmuştur.

2-Türkiye’de enerji tüketimi geçtiğimiz yıllarda sürekli artarak 2000 yılında yaklaşık 82,2 milyon ton petrol eşdeğerine (Mtoe) ulaşmıştır. Bu miktarın artışını sürdürerek, 2005’te 115,2 Mtoe’ye ve 2010’da da 153,9 Mtoe’ye ulaşması tahmin edilmektedir. Sektörlere göre toplam nihai enerji tüketimi(2001) bakıldığında sanayi %39, konut %33, ulaşım %20, tarım %5 ve enerji dışı %3’tür.

3- Türkiye’de elektrik enerjisi talebi, ağırlıklı olarak termik ve hidrolik kaynaklardan karşılanmaktadır. Jeotermal ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının payı ise henüz hayli düşüktür. Termik üretimde, enerji kaynakları arasında linyit önemli bir yer tutmaktadır.

4- Türkiye 2001 yılı itibariyle; dünya nüfusunda %1.10, ekonomisinde %0.68, enerji tüketiminde %0.86 paya sahip bulunmaktadır. Türkiye’de de kişi başına enerji tüketimi diğer gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında düşüktür ve buna bağlı olarak Türkiye’nin kişi başına yılda 0.8 ton olan karbon eşdeğeri karbondioksit emisyonu düzeyi dünya ve OECD ortalamalarının altındadır. Dolayısıyla, kişi başına az üretebiliyor ve az enerji tüketiyor konumdadır.

5- Gelişmenin sonucu olarak enerjiden kaynaklanan CO2 emisyonu artmaktadır. !990 yılında 126 milyon ton olan CO2 emisyonu 1995 yılında 151, 2000 yılında 209, 2005 yılında 294 ve 2010 yılında ise 403 milyon ton olacağı tahmin edilmeketdir. Tüketim ve projeksiyon değerleri için yakıt tüketiminden kaynaklanan sera gazı salımlarının sektörel dağılımı karşılaştırıldığında, bazı sektörlerin payı artarken, bazılarının payında belirgin bir azalış görülmektedir.

6- Türkiye kalabalık nüfusuna rağmen ekonomisinin küçük olması nedeni ile, karbondioksit emisyonları açısından, hem toplam, hem de kişi başına yıllık değerlerleriyle, OECD ülkeleri arasında arka sıralarda yer almaktadır Türkiye’nin kişi başına elektrik tüketimi de aynı şekilde, OECD ülkeleri arasında sonuncu gelmektedir. Türkiye’de enerji üretim ve tüketimi hızlı bir artış göstermekle birlikte, henüz yeterli düzeye ulaşılamamıştır. Ayrıca, kişi başına toplam birincil enerji arzı açısından, 1,07 TEP/kişi olan Türkiye değerinin dünya ve OECD değerlerinin altında olduğu görülmektedir. Elektrik enerjisi tüketimi dikkate alındığında bu fark daha da açılmaktadır. Kişi başına elektrik enerjisi tüketimi dünya ortalaması 2.280 kilowatt-saat (kW-sa) ve OECD ortalaması 7.841 kW-sa iken, bu değer Türkiye’de 1.473 kW-sa’d›r.

7- Türkiye, 1999 yılına ilişkin temel CO2 göstergeleri açısından, dünya ülkeleri arasında, toplam CO2 salımında 23., kişi başına CO2 salımı açısından 72., CO2 salımının gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) oranında 54. ve CO2 salımının satın alma gücü paritesine göre hesaplanmış GSYİH’ye oranında ise 46. sırada yer almaktadır.

8- Karşılaştırma açısından başka bir örnek olarak karayolu taşımacılığına bakıldığında OECD ve ülkeleri arasında en düşük rakama sahiptir.

9- Bu karşılaştırmalardan, Türkiye’nin, toplam CO2 salım miktarı dışında kalan göstergelerde alt sıralarda yer aldığı, bu nedenle gelişmiş ülkelerle birlikte değerlendirilmesinin hakkaniyete ve İDÇS’nin “ortak ama farklı sorumluluklar” ilkesine uymadığı görülmektedir.

Buna rağmen Türkiye, küresel çabalara katkı sağlama arzusunu sürdürmekte ve sözleşme kapsamında üstlendiği sorumlulukları özel şartlarını da gözeterek yerine getirme çabası içindedir. Bu çerçevede Türkiye’nin bazı alanlardaki güçlü ve zayıf yanları ile fırsatlarına bakılmasında fayda görülmektedir. Güçlü yanları;-Hidrolik kaynaklarının zenginliği, -Temiz ve yenilenebilir enerji ile enerji tasarruf potansiyelinin yüksekliği -Enerji sektörü piyasasının liberalleşmesi -Enerji kaynaklarının çeşitliliği -Enerji tasarruf potansiyelinin yüksekligi, -Yeni enerji teknolojilerinde yararlanılabilecek stratejik kaynakların varlıgı -Yeşil alana dönüştürülebilecek arazi potansiyeli- -Elektro-mekanik sanayinin potansiyeli -Genç ve dinamik nüfus -Türkiye’nin modernleşme ve gelişme yönündeki kararlılığı-Yetişmiş insan gücü -Girişimci sanayi yapısı -Yabancı yatırım potansiyeli

Ancak, bu güçlü yanlarının yanısıra bazı zayıf yanları bulunmaktadır.-Finansman yetersizliği (yerli sermayenin ve yabancı sermaye girişinin azlığı) -Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili kaynak ve teşviklerin yetersizliği, -Kamuoyu bilincinin ve örgütlenmenin eksikliği -Teknolojik ve bilimsel alt yapı yetersizliği , -Petrol ve doğal gaz rezervlerinin azlığı -Enerji kullanım veriminin düşüklüğü, Türkiye, ekonomik üretim açısından, enerjiyi ve elektriği verimli kullanamamaktadır..-Ancak ekonomik üretimini temiz yapamamakta ve birim GSMH başına fazla kirletici yaymaktadır.

Ancak, zayıf yanlarına rağmen bu güçlü yanlarını değerlendirebilecek fırsatları bulunmaktadır:-Yenilenebilir enerji teknolojilerine girme ve öncü olma imkanı ,-Jeopolitik konum (fosil kaynaklara, büyüyen pazarlara yakınlık, enerji köprüsü olma imkanı) -Enerji alanında yeni teknolojilerin belirmesi -Teknoloji transferinde seçenek çokluğu, denenmiş ve olgunlaşmış teknolojilerı tercih imkanı -Teknolojik birikim ve sanayi potansiyeli -Avrupa Birligi genişleme sürecinde yer almak

Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulduğunda genel olarak şu değerlendirme

yapılabilir: Türkiye tüm bu gerçekler ışığında, uluslararası anlaşmalara uymakla birlikte her şeyden önce ekonomik büyümesini sektörel kalkınma politikalarında çevre boyutunun gözetildiği sürdürülebilir kalkınma anlayışı çerçevesinde gerçekleştirmek zorundadır. Gereksinim duyduğu enerjiyi, güvenli, güvenilir, ekonomik, verimli ve çevreye duyarlı teknolojilerle üreten, ileten, depolayan ve kullanan konumda olması gerekir. Bunun için de başta yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere kendi öz kaynaklarını kullanmak durumundadır.

rkiye’nin daha temiz üretebilmek için de aynı şekilde, ekonomisini büyütüp kişi başına gelirini artırması gerekmektedir.

İklim değişikliği çerçevesinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve hedeflere ulaşılması için gelişmiş ülkelerin teknoloji ve sermaye birikiminde yararlanılması gerekir.

Bu kapsamda Bakanlığımız kısa, orta ve uzun vadeli iklim politikalarını yapılandırma ve stratejilerini belirleme ve ilk ulusal bildirimini hazırlama gayreti içindedir. “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi” çerçevesinde yükümlülüklerin yerine getirilmesinde küresel, bölgesel ve ülkeler arası ikili işbirliğinin önemi büyüktür. Bu çerçevede, UNDP’nin de proje bazında vermiş olduğu destek ile ulusal bildirimin hazırlanması çalışmaları yürütülmektedir. Ulusal bildirim, Bakanlığımız ile birlikte ilgili diğer kurum ve kuruluşların yapacağı çalışmalara ve Türkiye için bir yol haritasının belirlenmesinde önemli katkı sağlayacaktır.

KAYNAKLAR:1- BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi,2- İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu Genelgesi, Şubat 20043- Enerji ve Doğal Kaynaklar Paneli Raporu, TÜBİTAK, Ankara, 20034- Türkiye Ulusal Raporu-2002, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Johannesburg, Çevre Bakanlığı, UNDP, 2002,5- Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Hava Yönetimi Dairesi Başkanlığı,6- Zeynel KÖKÇAM, Meteoroloji Mühendisi, Türkiye’nin UNFCCC’ye Bakışı, Çevre ve Orman Bakanlığı,

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

10 Temmuz 2007

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

Global warming is the name given to the fact that the world’s temperature has become hotter over the last two hundred years. Global warming may be a very serious problem for the world. It causes floods and storms.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

Today, the atmosphere of the world is about a half a degree Celsius hotter than it was two hundred years ago. But many people disagree about whether this is caused by man’s pollution (from cars and factories, for example), or a natural change.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

Global mean surface temperatures 1856-2004The average temperature at the surface of the Earth has gone up by 0.6°C since the late 19th century[1]. This is known as Global warming. There are several theories which try to explain this increase. Most of the warming of the last 50 years is believed to be a result of increases in the greenhouse effect caused by human-generated carbon dioxide (CO2); variations in the amount of heat from the sun and other natural causes also play a role.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

Climate models predict that temperatures will increase by 1.4°C - 5.8°C between 1990 and 2100 [2]. Much of the uncertainty in this increase results from not knowing future CO2 emissions, but there is also uncertainty about the accuracy of climate models. Climate commitment studies predict that even if levels of greenhouse gases and solar activity were to remain constant, the global temperature will increase by 0.5°C over the next one hundred years due to the lag in warming caused by the oceans.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

Although the discussion of global warming often focuses on temperature, global warming or any climate change[3] may cause changes in other things as well, including the sea level, precipitation, weather patterns, etc. These may affect human activity via floods, droughts, heat waves, changes to agricultural yields, etc.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma global warming

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması küresel ısınma

10 Temmuz 2007

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Bu olay son 50 yıldır iyice saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Dünya’nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2)°C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, “son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde farkedilebilir etkiler oluşturduğu” yönündedir [1].

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, güneşten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğurarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı ileri sürülmektedir.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Su buharı, diğer sera gazlarından farklı olarak güneşten gelen radyasyonun şiddetine ve gezegenin ortalama ısısına göre sabit olan bağlı bir değişkendir. Dolayısıyla küresel ısınma konusunda pasif etkiye sahiptir. Ancak diğer sera gazları, yer yer bağımsız değişken olarak küresel ısınma üzerinde aktif bir etki yaratabilirler. Örneğin karbondioksit, yoğun volkanik etkinlik sonucu ya da insanlar tarafından fosil yakıtların yakılmasıyla yoğun olarak atmosfere salınabilir. Bu durum, gezegenin ortalama ısısından bağımsız olarak ortaya çıkabilen ve ortalama ısının artması sonucunu doğuran bir etken olarak işlev görür.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Bugün için bilim çevrelerinde küresel ısınmadan başat rolün atmosferde karbondioksit oranının artmasına bağlanmaktadır. Her ne kadar atmosferdeki karbondioksit,

yeşil bitkilerin fotosentez olayında,
karbondioksitin litosfer yüzeyinde suda çözünmesiyle,
atmosferden çekilmekte ise de, bu mekanizmaların kapasitesinin üzerinde karbondioksit salınımı, gezegen üzerinde sera etkisi yaratmaktadır.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Su buharı dışındaki sera gazları dolayısıyla gezegen yüzeyindeki ortalama ısının artması, buharlaşmanın artmasına yol açacaktır. Bu ise atmosferde daha fazla su buharı, yani bulut oluşmasına yol açar. Bulutlar, güneşten gelen radyasyonun bir bölümünü dış uzaya yansıtırken bir bölümünü soğurarak ısınırlar, bir bölümünü de yeryüzüne geçirirler. Litosfer ve hidrosfere ulaşan bu radyasyonun da bir bölümü soğurularak ısınmaya yol açarken bir bölümü dış uzaya yansır. Dış uzaya yansıyan radyasyon yeniden bulut kütlesi ile karşılaştığında, aynı olaylar yaşanır, yansıtılır, soğurulur, dış uzaya kaçar.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Bu mekanizma, su buharı dışındaki sera gazlarının atmosferde artması sonucu bulutların sera etkisini artırmakta, küresel ısınmaya yeni bir katkıya yol açmaktadır.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması Peki bu sıcaklık artışı yani küresel ısınma nelere yol açıyor, hayatımızı nasıl etkiliyor?

10 Temmuz 2007

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Dünya iklim sisteminde değişikliklere neden olan küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyanın her yerinde hissediliyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Kutuplardaki buzullar eriyor, deniz suyu seviyesi yükseliyor ve kıyı kesimlerde toprak kayıpları artıyor.Örneğin 1960’ların sonlarından bu yana Kuzey Yarıküre’de kar örtüsünde yüzde 10’luk bir azalma oldu. 20’inci yüzyıl boyunca deniz seviyelerinde de 10-25 cm arasında bir artış olduğu saptandı.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınların şiddeti ve sıklığı artarken bazı bölgelerde uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme etkili oluyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Kışın sıcaklıklar artıyor, ilk bahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, hayvanların göç dönemleri değişiyor. Yani iklimler değişiyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

İşte bu değişikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de ya azalıyor ya da tamamen yok oluyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma deniyor.Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse dünyanın yüzeyi güneş ışınları tarafından ısıtılıyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Dünya bu ışınları tekrar atmosfere yansıtıyor ama bazı ışınlar su buharı, karbondioksit ve metan gazının dünyanın üzerinde oluşturduğu doğal bir örtü tarafından tutuluyor. Bu da yeryüzünün yeterince sıcak kalmasını sağlıyor.Ama son dönemlerde fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazların atmosferdeki yığılması artış gösterdi.Bilimadamlarına göre işte bu artış küresel ısınmaya neden oluyor. 1860’tan günümüze kadar tutulan kayıtlar, ortalama küresel sıcaklığın 0.5 ila 0.8 derece kadar artığını gösteriyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Bilimadamları son 50 yıldaki sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde farkedilebilir etkileri olduğu görüşünde.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

Üstelik artık geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşılıyor.
Hiçbir önlem alınmazsa bu yüzyıl sonunda küresel sıcaklığın ortalama 2 derece artacağı tahmin ediliyor.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

2007’nin de dünya genelinde kayıtların tutulmaya başlandığı son 150 yıllık dönem içinde en sıcak yıl olabileceği öngörüsü var.

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

http://www.google.com/search?hl=en&q=www.r10.net+k%C3%BCresel+%C4%B1s%C4%B1nmaya+hay%C4%B1r+seo+yar%C4%B1%C5%9Fmas%C4%B1+&btnG=Google+Search

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması

www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması
1.ci seo yarışmasında o süreç içinde bir çok kez birinci olmuş ama yarışma sonucunda 3.cülük ile bitirmiş biri olarak az çok deneyimlerime dayanarak fikirler vermem gerekirse.Öncelikli olarak Domain çok fazla önemli değil,bizim yarışmamızda pr6 ile giren 2 yarışmacı vardı ilk 3 sayfada yer alamamıştılar Sıra demiyorum dikkat edin sayfa.Bu yarışmaca en büyük etkenleri sıralamamız gerekirse1-Backlink2-İçerik(Güncel ve zengin içerik)3-Domain vs.Bu sıralamada çok fazla samimiyim ve idda ediyorum.Yarışma kelimesi örneğin ''ali ata bak''iken siz backlink ve içeriğinize bağlı olarak emeltopuat.com adlı adres ile 1.ci olabilirsiniz.Mümkün olduğunca ''ali ata bak' kelimesinden backlink almak için uğraşın,ancak bu haydi babam saldırın backlinklere !!!Anlamına gelmiyor.Sandbox olmanız an meselesidir.Ki ben yarışmada .net uzantılı domainimle sand olduktan sonra .biz domainimle devam etmiştim.Önünüzde Çok uzun bir süre olacak.Ta aralığa kadar vaktiniz olacak.Bu yüzden Çok kısa sürelerde çok fazla backlink almayınız.Backlinki sadece LİNK değişimi yaparak değil Dizinlere ve toplu link ekleyen ve karşılığında cüzi bir ücret alan sistemlerede kayıt olabilirsiniz.Mesela sitenizi yazıyorsunuz sitenizi 100lerce dizine ekliyor o sisteme bağlı olan.Bunu Uğur yarışmada yapmıştı.Ve bence etkisi olmuştu.Kendisi detay verebilir.Bunun dışında İçerik kısmına değinelim.Kesinlikle Wordpress kurun.Wordpress bu tür yarışmalar için biçilmiş kaftan.Ve Mümkün olduğunda olayıo Portallaşmaya dönük yapın.Göreceksiniz Millet harıl harıl backlink ve Spam kasarken sizin İçeriğiniz sayesinde asla 1.ci sayfadan düşmeyeceksiniz.Mesela kategorize edinYarışma haberleriYarışma önerileriYarışma kurallarıYarışma ÖdülleriYarışma katılımcılarıDestekleyenlerBende desteklemek istiyorumBunlarda yeterli değil bol bol makale ile doldurabilirsiniz konuyla alakalıMesela bu yarışma kelimesi için: Seo nedirSeo optimizasyon önerileriseo ipuçlarır10 nedirr10.net hakkındaküresel ısınmaküresel ısınmanın etkileriKüreselleşmeIsınma ve etkileriHayır mı evet miHayır Diyememekyarışma nediryarışmanın felsefesivs vs..Konularında alt sayfalar oluşturup bol bol bu kelime odaklı alt sayfalar yaparsanız google sitenizin bütütünün yarışma kelimeleri ile bire bir aynı oldugunu düşünüp sizi üst sıralara çıkartır.Seo ile alakalı geniş bilgiler vererek hemen hemen hergün sayfanızı güncel tutunuz.Şuan için aklıma gelenler bunlar Sık sık olmamak kaydıyla backlink + İçerik zenginliği..Kolay gelsin.
Kelime küresel ısınmaya hayır seo yarışması mı yoksa www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması '' mı ?
www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması
2007 yılının en iyi SEO'cularına kendilerini ispatlamaları için fırsat sunuyoruz ve en iyi SEO'cuyu seçmek için ikinci kez bir yarışma düzenliyoruz…
SEO yarışması nedir? Seo kelimesi "Search Engine Optimization" cümlesinin kısaltması olup, herhangi bir websayfasını yada sitesini istenilen bir kelimede arama motorları sonuçlarında ilk sıralarda çıkartmak için yapılan işlemler bütünüdür.Bu yarışma sonucunda ilk sırada olan arkadaşımız 2007 yılının en iyi SEO'cusu seçilecek ve ödüllendirilecekdir. Amaç hem eğlenmek hemde yarışma coşkusunu yaşatacak forum etkinliğidir.Yarışma Nasıl Olacak ? Yarışma kelimemiz www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması
kelimesinde google.com arama sonucunda ilk 3 sıraya çıkmak için yarışılacak. Yarışmada hile , haksızlık vs olaylar yaşanması mümkün değildir, herkes "www.r10.net küresel ısınmaya hayır seo yarışması" - Google'da Ara bu linkden ilk 3 sırada çıkan siteyi rahatça gözlemleyebilir.